ABD’li araştırmacılar MRI cihazlarını kullanarak düşüncelerin okunabilmesi için ilk adımı attı.
NASHVILLE - Vanderbilt Üniversitesi’nden Dr. Stephan Harrison öncülüğünde düzenlenen testlerde bilim adamları, insanların iki obje arasından hangisini düşündüğünü yüzde 80 oranında doğru bildi.
DENEYİN DETAYLARI
Genellikle hastanelerde beyin etrafındaki kan dolaşımını kontrol etmek için kullanılan Manyetik Rezonans Görüntüleyicileri (MRI) kullanılarak yapılan testlere altı gönüllü katıldı. MRI cihazının içine giren gönüllülere, ekranda yer alan iki farklı görüntüye bakmaları istendi. Görüntülerde, birinin ortasından yatay diğerinin ortasından da dikey çizgi geçen iki çember yer alıyordu.Gönüllüler görüntülere bakarken, araştırmacılar da bu sırada beyinlerinin hangi bölümlerinin aktif olduğunu kontrol ettiler. Belli bir süre görüntülere bakan gönüllülerden daha sonra, istedikleri bir görüntüyü düşünmeleri istendi. Bilim adamaları daha önceki beyin aktivitelerinden elde ettikleri bilgilere dayanarak, gönüllülerin hangi görüntüyü düşündüğünü yüzde seksen oranında doğru olarak bilebildiler. Dr. Harrison yaptıkları araştırmayı Nature dergisine değerlendirdi: “Doğru tahminlerimiz, ortalama tahmin etme olasılığı olan yüzde 50’nin çok ötesine geçti ve altı gönüllüde de güvenilebilir tahminlerde bulunduk.”
GÖRSEL HAFIZANIN SIRLARI ÇÖZÜLDÜ
Her ne kadar araştırma düşünce okumanın tüm sırlarını çözmemişse de bilim adamlarına, kısa süreli görsel hafızayı beynin hangi bölümlerinin içerdiğini gösterdi.
DAHA ÖNCE DE YÜZDE DOKSAN BAŞARI SAĞLANMIŞTI
Daha önce de bilim adamları California’da MRI kullanarak bir test yapmışlar ve gönüllülerin 1750 görüntüden hangisini düşündüklerini yüzde doksan oranında doğru tahmin etmişlerdi.
ETİK SORUNLARA NEDEN OLABİLİR
Bu deneyin yürütücüsü Dr. Jack Gallant sonuçları açıkladıktan sonra uyarılarda bulunmuştu: “Beyin aktivitelerindeki kodları çözmek ciddi etik ve özel hayata dair sorunları beraberinde getirebilir. Biz hiç kimsenin kendi isteği dışında, gizlice ve bilgilendirilmeden düşünce okumaya yönelik eylemlerin konusu olmaması gerektiğini düşünüyoruz.”
2009